Yargıtay Kararları Işığında Ses ve Görüntülerin Delil Niteliği

Ceza hukuku bakımından ses ve görüntülerin delil niteliğine ilişkin olarak bazı Yargıtay kararları şu şekildedir;

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/25539 E. 2020/916 K. sayılı kararı ile ”…YCGK’nın 21/06/2011 tarih ve 2010/187 esas, 2011/131 sayılı kararındaki, “kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, katılan tarafından ibraz edilen ses kaydının sanıkların bilgisi ve rızası dışında yasal olmayan yollardan kaydedildiği gerekçesiyle, yasal delil olarak kabul edilmemiş ise de; kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı gibi ani gelişen durumlarda, karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur” şeklindeki açıklama karşısında,
Somut olayda, katılanın, suç tarihinden yaklaşık bir yıl sonra sanık dışında başka kişilerle yaptığı konuşmada suça konu olaydan bahsederek dosyada mevcut tehdit içeren ses kaydını alması karşısında, ses kayıtlarını başka şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde mi yoksa bir planlama dahilinde mi kayda aldığı tartışıldıktan sonra ses kaydının hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi…”

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/7362 E. 2021/29568 K. no’ lu kararı ile ”…Mahkemece, katılan tarafından ibraz edilen ses kaydı, yasak delil olduğu gerekçesiyle, kabul edilmemiş ise de, kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulünün zorunlu olduğu ve somut olayda, sanığın katılana karşı telefonda şantaj niteliğinde sözler söylediği sırada bu eyleme yönelik başkaca kanıt elde etmesine imkan bulunmaması nedeniyle konuşmayı cep telefonuna kaydeden katılanın eyleminin ve oluşan ses kaydının hukuka aykırılık oluşturmadığı, bu itibarla kaydın kanıt olarak kullanılabileceği ve suça konu sözlerin de katılanın şeref ve saygınlığına zarar verecek hususları açıklayacağı tehdidini barındırdığı anlaşıldığından sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi,…”

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/28113 E. 2015/40428 K. sayılı kararı ile ”…Ceza Genel Kurulunun 21.06.2011 tarih ve 187/131 sayılı kararında açıklandığı üzere; Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinde kaydın hukuka uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusu olacaktır. Hukuka uygun böyle bir eylem, bir başkasının özel hayatına müdahale niteliğinde sayılamaz. Çünkü asıl amaç, bir suçla ilgili kaybolma olasılığı bulunan kanıtları, yetkili makamlara sunmak için kaybolmasının önüne geçilmesidir. Şüphesiz ki soruşturma ve kovuşturma işlemlerini yapmakla görevli olanlar, kanıt toplama faaliyetini yasaların izin verdiği şekilde yapacak, bunların dışındaki sivil kişiler ise bahsedilen kanıt elde etme yönteminde öncelikle iyi niyet esasına göre davranacaktır. Olayın şüphelisini/sanığını kışkırtarak, tuzağa düşürerek, iradesini sakatlayarak önceden planlanmış yöntemler, kurgulanmış senaryolar ve kurulmuş düzeneklerle elde edilen kanıtların hukuka uygun olduğu ileri sürülemeyecektir.
Bu açıklamalar ışığında öncelikle, ses kaydının ne zaman, hangi ortamda, hangi şartlar altında yapıldığı, üzerinde teknolojik imkanlarla ekleme-çıkartma olup olmadığı, sözlerin kime hitaben hangi bağlamda söylendiği, öncesinde iradeyi sakatlayan bir durum olup olmadığı konuları taraflara etraflıca açıklattırılarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırıldıktan sonra ses kaydının yasak kanıt olup olmadığının, kanıtlarla yüz yüze gelip doğrudan irtibat kuran mahkemece tartışılması, ses kaydında adı geçen.. ve ..isimli kişilerin kimliklerini tespit edilerek duruşmaya çağrılıp dinlenmesi kanıtın yasak olduğunun kabulü halinde ise dosyadaki diğer kanıtlarla sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekecektir.
Açıklanan incelemeler ve tartışmalar yapılmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle hüküm kurulması,…”

Şimdi! Vakanız için Ücretsiz Danışmanlık Alın.

Aramak İçin Tıklayın