Düğün takıları, düğün sırasında evlenen çiftlere akrabaları, yakınları ve diğer düğün davetlileri tarafından takılan ekonomik değeri olan her türlü eşyadır.
Tarafların evlilik birliğine maddi ve manevi destek sağlamak için yakınları tarafından, gelenek ve göreneklere uygun olarak evlenen çiftlere bağışlanan bu para ve eşyalar, boşanma durumunda tartışmalı bir statü kazanabilmektedir. Özellikle son zamanlarda Yargıtay dairelerinin vermiş olduğu kararlar kamuoyunda sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.
Mevzuatta düğün takılarının kime ait olduğu, nasıl tespit edileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Buna ilişkin düzenleme Yargıtay tarafından belirlenmektedir. Yargıtay’ ın düğün takılarına dair pek çok kararı bulunmaktadır. Son karar ile Yargıtay düğün takılarına dair eski içtihadından vazgeçmiş; yeni bir içtihat belirlemiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2023/5704 E. 2024/2402 K. no’ lu kararına göre ”… Dairemizin önceki içtihatları, “aksine bir anlaşma ya da örf âdet kuralı olmadığı takdirde, düğünde kim tarafından hangi eşe ne verilirse verilsin, ne takılırsa takılsın (ziynet eşyası, altın, döviz, TL vs.) bunların hepsi kadına ait sayılır” yönündeydi. Ancak toplumuzun gelenek ve göreneklerinin zamanla değişikliğe uğraması, ekonomik ve hukuksal ilişkilerin dinamik yapısı ve özellikle; düğünlerde kadına özgü ziynet eşyalarının dışında, ortak bir yaşam kurma aşamasında olan eşlere maddî katkı sağlamak amacıyla, ekonomik değeri olan başka şeylerin de takılması/verilmesi, dikkate alınarak, düğünde eşlere takılan/verilen ve ekonomik değeri olan eşyalarla ilgili davalarda, Dairemizin içtihatlarında değişikliğe gidilmesi zorunluluğu doğmuştur. Bu konuda Dairemizin ilkesel nitelikteki yeni görüşüne göre; “Taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma mevcut ise paylaşım bu anlaşmaya göre gerçekleştirilir. Ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı takdirde yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşım gerçekleştirilir. Aksi takdirde erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şey kural olarak kendilerine aittir. Ne var ki takılar içinde karşı cinse özgü (kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılır. Özgü olma konusunda çekişme varsa ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Bilirkişi incelemesi sonucunda o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse o şey takılan/verilen eşe ait olur. Takı sandığı/torbasına konulan ekonomik değer taşıyan şeyin aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o cinse verilmiş sayılır, o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edilmelidir” yönündedir. Uyuşmazlık, tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak bu ilkeler doğrultusunda çözülmelidir...”
Yargıtay’ ın eski tarihli kararları incelendiğinde; takıların kadına veya erkeğe takılması, kadının veya erkeğin yakınları tarafından takılması gibi ayrımlara gidilmeksizin kural olarak düğünde takılan tüm takı ve paraların kadına bağışlanmış sayılacağına dair kararların mevcut olduğu görülecektir. Fakat yukarıda paylaşılan karar incelendiğinde Yargıtay görüş değişikliğine gitmiş; erkeğe takılan takıların erkeğe ait olacağı, sandığa konulan takıların da tarafların ortak mülkiyetinde olacağı ifade edilmiştir. Ancak bu kuralın da istisnalarının olabileceği kararda belirtilmiştir. Bu istisnalar; taraflar arasında anlaşmanın varlığı ve ziynet eşyalarına dair genel kuralın aksini gerektiren yerel örf ve adetlerin varlığıdır.
Düğün takıları nasıl talep edilir?
Düğün takıları boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi boşanma davasından sonra açılacak dava ile de talep edilebilir. Boşanma davasından sonra ziynet davasının açılacak olması durumunda, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmalıdır.